Sakız çiğnemek adab-ı muaşerete uygun mu?

“Toplumsal denetim düzeneğinin tesiriyle bireylerde gelişen öz disiplin” olarak tanımlanan adab-ı muaşeret, yani görgü kurallarının toplumsal bütünlüğü sağlamak açısından kıymetli olduğunu belirten uzmanlar, görgü kurallarının kişinin kimliğinin bir kesimi olduğuna dikkat çekiyor. Toplum içindeki birtakım davranışların da görgü kuralları açısından değerlendirildiğini tabir eden uzmanlar, topluluk içerisinde sakız çiğnemek, herkesi rahatsız edecek ölçüde birşeyler yiyip içmek, toplu yerlerde ağzı açık formda hapşırmak ve gürültülü formda burun silmek üzere davranışların adab-ı muaşerete uygun olmadığını belirtiyor.

Üsküdar Üniversitesi İnsan ve Toplum Bilimleri Fakültesi (İTBF) Sosyoloji Kısmı Dr. Öğretim Üyesi Nihan Kalkandeler Özdin, toplumsal denetim sisteminin en değerli modülü olan adab-ı muaşeret yani görgü kurallarına ait değerlendirmede bulundu.

Birbirinin kelamını kesmeden dinlemeli!

Adab-ı muaşeret için “toplumsal denetim düzeneğinin tesiriyle bireylerde gelişen öz disiplin” tanımlamasının yapılabileceğini kaydeden Dr. Nihan Kalkandeler Özdin, “Bu tariften yola çıkarak adab-ı muaşeret kurallarına örnek vermek gerekirse irtibat halindeyken birbirinin kelamını kesmeden dinlemek, farklı görüşlere saygılı olmak, teşekkür etmek, selamlaşmak, bir oburunun odasına girmeden evvel kapıyı çalıp müsaade istemek, sofrada otururken, yemek yerken sofra kurallarına riayet etmek, konutumuzu, etrafımızı pak tutmak, yerlere tükürmemek, çöp atmamak biçiminde sıralayabiliriz.”dedi.

Dr. Nihan Kalkandeler Özdin, genel olarak yeme-içmeden misafirliğe, davranışlardan kurulan irtibata ve üsluba kadar adab-ı muaşeretin geniş kapsamda ele alınabileceğini söyledi.

Adab-ı muaşeret bağlantıdaki herkesi ilgilendiriyor

Adab-ı muaşeret yani görgü kurallarının toplum için kıymetine değinen Dr. Nihan Kalkandeler Özdin, “Muaşeret, birbiriyle toplumsal münasebetler içinde bulunmak manasına geldiği için, bu ilgilerin içindeki edepli hal yani incelik, görgü, ahlak, terbiye, nezaket ve sevecenlik yalnızca tek tarafı bağlamıyor formunda düşünebiliriz. Muaşareti incelerken münasebet sözünü kullandığım için, adab-ı muaşeret kuralları da bu bağlamda ilişki içinde, irtibat halinde olunan herkesi bağlıyor diyebiliriz.” dedi.

Toplumsal bütünlüğü sağlamak açısından ehemmiyete sahip

Her bireyin etrafı ve kurduğu bağlantıların kendine has olduğunu söz eden Dr. Nihan Kalkandeler Özdin, “Böyle düşündüğümüzde birey, kendisini kurallara tabi tutacak bir münasebet kurma isteğinde olmayabilir. Lakin bağ dediğimizde mikro etrafın dışındaki makro yapıyı ve toplumsallaşmayı dikkate alırsak hürmet çerçevesinde ve birbirini gözeterek kelam ve davranışlarımızı şekillendirmemiz değer arz eder. Her bütün, onu oluşturan modüllerinden ibaret olduğuna nazaran toplum da onu oluşturan bireyleriyle var olur ve şekillenir. Toplumsal bütünlüğü ve asayişi sürdürebilmek ismine görgü kuralları yadsınamaz bir ehemmiyete sahiptir.” dedi.

Görgü kuralları kimliğin bir parçası…

Görgü kurallarının kişinin toplumdaki yeri ve saygınlığı açısından da değerini vurgulayan Dr. Nihan Kalkandeler Özdin, “Her toplumun kendine has bir çehresi vardır. İnsanların kendi üzere davranıp konuşanları kendi kültüründen kabul ettiğini, aksi biçimde davranıp konuşanları ise ötekileştirme eğiliminin olduğunu düşünürsek beşerlerle iç içe olduğumuz toplum nizamında gerek toplumsal münasebetlerimizde gerek iş hayatımızda ağzımızdan çıkan kelamlardan, hal ve davranışlarımıza kadar bir kimlik sergiliyoruz. Kıyafetimiz dahi bu kimliğin bir tamamlayıcısı ve tıpkı vakitte saygınlığımızın bir ölçüsü niteliğinde diyebilirim. Hepsi bir ortaya geldiğinde, görgü kurallarını içselleştirip hayat biçimi haline getirmek, saygınlık kazanmayı da beraberinde getiriyor.” dedi.

Topluluk içerisinde sakız çiğnemek görgü kurallarına aykırıdır

Toplum içindeki kimi davranışların da görgü kuralları açısından değerli olduğunu belirten Dr. Nihan Kalkandeler Özdin, örneğin toplum içerisinde sakız çiğnemenin adab-ı muaşerete uygun olmadığını söyledi. Dr. Nihan Kalkandeler Özdin, “Sakız çiğnemek de adabıyla yapılması gereken ve birebir vakitte etraf kurallarının dikkate alınmasını gerektiren bir harekettir. Bir örnek vermek gerekirse derste öğretmen ya da bir konferansta konuşmacı konuşurken, dinleyicilerden biri sakızı şapırdatarak ve ağzı açık çiğniyor, üstüne üstlük balon yapıp patlatıyorsa, bu hareketin adab-ı muaşerete uygun bir davranış olmadığı açıktır. Fakat kişi gerilimini önlemek için sakız çiğnemeyi aktif bir yol olarak da kullanılabilir. Bir otokontrol aracı olarak düşündüğümüzde kabul edilebilir bir yanı var diyebiliriz. Ama tekrar sakızın adabına uygun çiğnenmesi kıymetlidir. Görgü kurallarına uygun olmayacak biçimde sinema, tiyatro, konser salonu üzere yerlerde çekirdek, fıstık üzere yiyecekler yemek, toplu yerlerde ağzı açık hapşırmak, gürültülü formda burun silmek misal hareketler içerisinde sayılabilir.” dedi.

Adab-ı muaşeret kültürlere nazaran farklılık gösterebilir

Adab-ı muaşeretin ülke ve kültürle­re nazaran farklılıklar gösterebildiğini söz eden Dr. Nihan Kalkandeler Özdin, “Görgü kurallarını zaman-zihniyet değişimiy­le algılama ve tartışmalara yol açan,  yazılı olan yahut olmayan kurallardan bahsettiğimiz için nispi bir durum olarak da düşünebiliriz. Bir toplumun yadırgayıp itibarsızlık sebebi gördüğü davranış öteki toplum için prestiji zedeleyen bir davranış olarak değerlendirilmeyebilir.” dedi.

Kaynak: (BYZHA) – Beyaz Haber Ajansı